- Banka ve Anonim Şirket arasındaki farklar
Banka ve Anonim Şirket arasındaki farklar
Bankacılık hizmetlerinin ortaya çıkış tarihi M.Ö 3500’lü yıllara tekabül eden bir tarihte Sümerlere dayanmaktadır. Bilinen ilk banka kuruluşu da mabettir. Mabet harman zamanı geri ödenmek üzere çiftçilere verilen para ile işlemlerini gerçekleştirmekteydi. Türk Bankacılık tarihine bakarsak; ilk banka hükümetin yardımlarıyla iki adet banker tarafından (Alleon ve Baltazzi) 1847 yılında İstanbul Bankası adıyla kurulmuştur. Ancak 1856 yılında kurulan Osmanlı bankası da ilk kurulan banka olarak kabul görmektedir. Eskiden günümüze kadar devam eden banka ise 1888 tarihinde kurulmuş bir devlet bankası olan Ziraat Banktır. O zamanlardan günümüze birçok banka kurulmuştur ve günümüzde 50’den fazla banka faaliyet göstermektedir.
Anonim Şirketlerin tarihine bakacak olursak; şirketlerin amacı ticaret yoluyla kar sağlamak olduğu için anonim şirketlerin tarihi ticarete dayanır. Bilinen ilk ticaret takas usulü ile cilalı taş devrine dayanır. Ticaretin kurumsallaşması ise şirketleri ortaya çıkarmıştır. Dünyada bilinen ilk şirket ise Japonya’da MS 578 de kurulan Kongo Gumi İnşaattır. Türkiye’de kurulan ilk şirket ise 1777 yılında kurulan Hacıbekir Lokumlarıdır. Türkiye’de Kurulan ilk anonim şirket ise 1851 yılında kurulan Şirket-i Hayriye’dir.
Öncelikle Banka ve anonim şirket arasındaki farklara bakarken bankanın da bir anonim şirket olduğunu belirtmekte fayda var. Yani bankanın kuruluş şartlarına baktığımız zaman A.Ş olarak kurulmaları aksi taktirde kurulamayacakları belirtilmektedir. Bu da Anonim şirketin bankayı kapsadığı, bankanın anonim şirkete ek yükümlülüklerinin olduğunun göstergesidir.
Bankalar, sermaye, para ve kredi işlemlerini yapan ticari kuruluşlardır. Evrensel bir banka kişi ve kuruluşlara kredi tahsis eder, mevduat hesaplarını korur, sermaye, para ve kredi ile ilgili her türlü işlemleri yapar. Bankacılık kanunun amacı ise finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sistemlerinin etkin bir şekilde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasıdır. Anonim şirketler ise bir veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin, ticari bir amacı gerçekleştirmek amacıyla oluşturdukları tüzel yapıdırlar. TTK’de anonim şirketin amacı ise; kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik amaç ve konular için kurulabileceğidir. Banka, Anonim şirkete göre kurulması çok daha zor, maliyetli ve külfetlidir. Banka kurmak için nakden ve her türlü muvazaadan ayrı olarak ödenmiş sermayesinin en az otuz milyon Yeni Türk Lirası olması gerekir ancak anonim şirket kurmak için esas sermaye elli bin Türk lirasından, kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş halka kapalı anonim şirketlerde başlangıç sermayesi yüz bin liradan aşağı olamaz. Birde anonim şirketlerde fikri mülkiyet hakları veya üzerinde haciz bulunmayan nakde dönüştürülebilen ayni haklar sermaye olarak koyulabilirken banka sermayesinde bu imkanlar söz konusu değildir. Yine Klasik AŞ kurabilmek için kurucuların kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan sermayenin tamamını ödemeyi şartsız taahhüt ettikleri, imzaların noterce onaylandığı ve kurucuların kurma iradelerini açıklamalarıyla şirket kurulur. Bu işlem kurucu işlemdir. Kurucu işlemi yapabilmek için kuruluş belgelerinin sicil dosyasına konması gereklidir. Bu belgeler esas sözleşme, değerleme raporları, ayın ve işletme devralınmasına ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili olan sözleşmelerdir. Bu belgeler arasında esas sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve bütün kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması da şarttır. Ancak Banka kurmak için Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması, kurumun organizasyon şemasına sahip olması, Konsolide denetimini engelleyici nitelikte herhangi bir hususun bulunmaması, iş planları, kuruluşun mali yapısı, bütçe planı, risk yönetimi, iç denetim sistemi vs. şarttır. Bu saymış olduğumuz spesifik kurallar klasik AŞ’de bulunmamaktadır.
Klasik Anonim Şirketler Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanacak tebliğle, faaliyet alanları belirlenip yine bakanlığın izniyle kurulur. Bakanlık sadece kanunun emredici hükümlerine aykırılık olup olmadığını inceler. Bunun dışında AŞ’nin kuruluşu ve esas sözleşme değişiklikleri herhangi bir kurumun iznine bağlanamaz. Bankanın kurulmasında ise yukarıdaki şartların yerine getirilmesinin yanında kurulun en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınacak kararla izin verilir. Birde bankanın kuruluş için aldığı izin yanında kuruldan ayrıca faaliyet izni alması gerekir. Yani kuruluş izni almak banka kurmak için yetmemekte ayrıca faaliyet izni gerekmektedir. Yapılan kontroller sonrası faaliyet iznini, yeterli personel ve teknik donanıma sahip olunmaması, yöneticilerinin, kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen nitelikleri haiz olmaması gibi nedenlerle alamayan bankaların kuruluş izinleri iptal edilir. Bankaların ana sözleşmelerindeki değişikliklerde kurumun uygun görüşü aranır. Kurulca uygun görülmeyen değişiklikler genel kurulda karara bağlanamaz. Kurumun uygun görmediği ana sözleşme değişiklikleri Ticaret siciline tescil edilemez. Anonim şirketlerdeki esas sözleşme değişikliği ise Genel kurul, esas sözleşmenin değiştirilmesi için toplantıya çağrıldığı takdirde Gümrük ve Ticaret Bakanlığının izninin alınmasının gerekli olduğu şirketlerde izni alınmış, diğer şirketlerde, yönetim kurulunca karara bağlanmış bulunan değişiklik taslağının, değiştirilecek mevcut hükümlerle birlikte ilanı gerekir.
Pay taahhüt edip esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişiler anonim şirketin kurucuları olabilirler fakat banka kurucusu olabilmek için birtakım şartları yerine getirmek gerekir. Bu şartlar kısaca; kurucunun icra iflas kanununa göre müflis olmaması, iflas ertelemeye başvurmamış olması, 5 yıldan fazla veya ağır hapis cezası almamış olması, mali gücünün yerinde olması, itibarı olması, dolandırıcılık, zimmet, yüz kızartıcı suçtan vs. hükümlü bulunmaması, Tüzel kişi olması hâlinde, risk grubu ile birlikte ortaklık yapısının şeffaf ve açık olmasıdır. Pay devirleri açısından karşılaştırma yapacak olursak; bir kişinin, bir bankada doğrudan veya dolaylı pay sahipliği yoluyla sermayenin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden payları edinmesi veya bir ortağa ait doğrudan veya dolaylı payların sermayenin yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuz üç veya yüzde ellisini aşması sonucunu veren pay edinimleri ile bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi sonucunu veren pay devirleri Kurulun iznine tâbidir. Anonim şirkette ise hamiline yazılı pay senedi zilyetliğin devri ile geçer. Nama yazılı paylar ise 490. Madde gereği Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Ancak nama yazılı payın bedeli tamamen ödenmemişse şirketin onayı gerekmektedir. Ayrıca esas sözleşmeye de nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceği şeklinde bir sınırlama maddesi koyulabilir.
Bankacılık kanununa göre sermaye artırımı için sermaye artırımlarının, her türlü muvazaadan ari olarak, ilgili mevzuatla ilâve edilmesine izin verilen kaynaklar hariç, iç kaynaklara başvurulmadan nakden ödenmesi şarttır ve sermaye artırımının ticaret siciline tescil edilmesinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun uygun görüşü aranır. TTK’ye göre ise yine iç kaynaklardan yapılan artırım hariç, payların nakdi bedellerinin tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamaz. Artırım, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hâle gelir.
Klasik Anonim şirketlerde yönetim kurulu bir veya birden fazla kişiden oluşabilirken bankaların yönetim kurulları genel müdür dahil 5 kişiden az olamaz.
Bankaların, yönetim kurullarınca yönetim kurulunun denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine yardımcı olmak üzere denetim komitesi oluşturulur. Denetim komitesi en az iki üyeden oluşur. Denetim komitesi üyeleri icraî görevi bulunmayan yönetim kurulu üyeleri arasından seçilir. Bankalar ayrıca kurul tarafından belirlenecek Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca da denetlenebilir. Denetime tabi olan anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tabloları ise denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenir. Denetçi, şirket genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca seçilir. Denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketi olabilir. Şirketle herhangi bir bağa sahip olan kişi denetçi olamamaktadır.
Bankalar da anonim şirketler de yıllık faaliyet raporu hazırlamak zorundadırlar. Bankaların yıllık faaliyet raporlarının içeriklerinde bankların; statülerine, yönetim ve organizasyon yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgileri, finansal tablolarını, özet yönetim kurulu raporunu ve bağımsız denetim raporu bulunmak zorundadır. Faaliyet raporunun hazırlanmasına, ilgili mercilere bildirilmesine ve kamuya açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca belirlenir. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ise şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumu dürüst ve eksiksiz bir biçimde açıklanır. Bu raporda finansal durum, finansal tablolara göre değerlendirilir. Raporda ayrıca, şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere de açıkça işaret olunur. Bu konulara ilişkin yönetim kurulunun değerlendirmesi de raporda yer alır.
Anonim şirkette yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Bankanın yöneticilerinin ise kanuna aykırı karar ve işlemleriyle banka hakkında faaliyet izninin kaldırılması veya fona devire neden olduklarının tespiti hâlinde, bankaya verdikleri zararlarla sınırlı olarak bunların şahsi sorumlulukları yoluna gidilir. Son olarak bankacılık kanununda iradi tasfiye kurumu mevcutken anonim şirkette iradi tasfiye söz konusu değildir.
Tüm bu bilgiler ışığında anonim şirketin TTK’de çok daha ayrıntılı olarak düzenlenip Bankalar hakkında düzenlenen kanunun biraz daha genel nitelikte olduğu görülmektedir. Bankacılık kanununda genel olarak izinler, düzenlemeler vs. gibi bir çok konuda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme kurul ve kurumunun onayının arandığı görülmektedir.





